top of page
  • Yazarın fotoğrafıCemal Demir

F1'de Tutulmamış 5 Yenilik

66 yıllık hayatı boyunca Formula 1 araçları farklı mühendislik çalışmalarıyla, daha verimli olmak için şekilden şekile girdiler. Bunların bazıları ise gerçekten absürd.

1) Yüksek hava kompartımanı

Kurallar şimdiye göre daha gevşekti. O kadar gevşekti ki aracın hava giriş bölmesinin sınırlarını zorlayarak gerçekten marifetli çözümler üretildi. 70'lerin başında rüzgar tüneli testleri yeni yeni ortaya çıkmaya başlarken bu durum mühendislerin aerodinamik modifikasyonlar yapabilmeleri için sağlam veriler elde etmesini sağladı. Ve tasarımcılar anladı ki hava giriş kısmını yükselterek daha temiz ve daha çok hava girmesi sağlanmış olurdu. Bu da daha çok basınç ve dolayısıyla daha çok güç demek. Ve zamanla limitler oldukça zorlandı ve ortaya gerçekten tehlikeli olabilecek sonuçlar ortaya çıktı. Ve oldukça biçimsiz..

1976'nın başında FIA işin çığrından çıktığını fark ettikten sonra bu duruma bir sınırlama getirdi.

2) Altı tekerlek

1976 Tyrrell P34 muhtemelen şuana kadarki en acayip F1 aracı. Çünkü araç altı tekerleğe sahip. Fikrin sahibi Derek Gardner'a göre 4 adet 10 inç teker 2 tekerden daha iyi yol tutuşu sağlarken öndeki kaymayı da azaltırdı. Tasarım nispeten de başarılıydı. 1976 sezonunda, İsveç GP'de pole'ü almıştı Tyrrell'in pilotu Jody Scheckter. Ancak o yarışı da o sezondaki başka bir yarışı da kazanamadı Tyrrell takımı. Bu tasarım 1977'de de sürdü ama lastik sağlayıcısı Goodyear bu projeye inancını yitirmişti bile. Sonrasında bu tasarım 1977'nin sonunda tarihe karıştı.

3) 4 Çeker

1961 Ferguson P99 Formula 1 yarışı kazanmış ilk dört çeker ve son önden motorlu araç. Öne ve arkaya 50-50 tork dağıtımı yapan araç olumsuz koşullarda avantajlı olsa da kuru zeminlerde kendini gösteremedi. 1961 yılında Ferguson'un pilotu Stirling Moss bu araçla yağmurlu geçen ve şampiyona dahilinde olmayan bir yarışı kazanmıştı. Lotus ve Matra gibi takımlar da Formula 1'de bu teknoloji ile dörk çeker araçları denediler ancak onlar da bir başarı edemediler .

4) Magnezyum Karoser

Honda RA302, Honda Racing tarafından sunulmuş yenilikçi bir araçtı. Hava soğutmalı 430 beygir V8 motora sahip araç harika kütle dağıtımıyla ve hafif magneziyum karoseri ile etkileyiciydi. Yine de hava soğutmalı motoru nedeniyle aşırı ısınmaya eğilimli olması, pilotun ayaklarının ön aksın önene kadar uzanacak halde olması ve karoserin kolayca yanıcı olması dezavantajlarına sahipti.

Honda pilotu John Surtees aracı 'ölüm tuzağı' diyerek sürmeyi reddetti Silverstone'daki ilk testlerde. Surtress'in yerine gelen Jo Schlesser daha ikinci turda aracın kontrolünü kaybetti, toprak sete daldı ve araç alev aldı. Magnezyum karoser oldukça yoğun şekilde tutuştu ve şaşırtmayacak bir şekilde yasaklandı.

5) Yüksek Kanatlar

Colin Chapman 1968 Monaco GP'de Graham Hill'in yenilikçi kanat tasarımı olan futuristik Lotus 49B'sini ortaya çıkardığında bu aerodinamik olarak diğer takımlara da yol gösterdi. Diğer takımlar kısa sürede kanat ve kanatçıkların önemini anladı. 1969 yılına gelindiğinde sezonun ilk yarışında, yüksekçe monte edilmiş kanat tasarımları filizlenmeye başlandı. Olan sayısız hatadan sonra sürücüler bu tasarımla ilgili endişe duymaya başladılar. Kanatlardaki sorun; Chapman gibi tasarımcıların ağırlığı azaltmak için kanat bacaklarını oldukça ince yapıp felakete davetiye çıkartmasıydı.

Lotus'lar yüksek hızlarda kanat esnekliği konusunda oldukça kötüydü, ki İspanya GP'de Johen Rindt yüksek hızdayken kanatın parçalanması sonucu kaza yapmştı. Aynı yarışta aynı yerde daha sonra Graham Hill de aynı kaderi paylaşmıştı. Bu olayların ardından yüksek kanat tasarımı da yasaklanmış oldu.


bottom of page